Welcome to Our Website

İYİ Parti’ye Bugün Veda Eden İsimler Belli Oldu! Ahmet Zeki Üçok Görevden Alındı, Ece Güner İstifa Etti

Son zamanlarda istifalar ve görevden almalarla sıklıkla gündeme gelen İYİ Parti’de bugün iki isim daha partiden ayrıldı. Yerel seçimlerde CHP ile ittifakın faydalı olacağını savunan Genel Başkan Yardımcısı  Ahmet Zeki Üçok görevden alınırken, seçimler için İstanbul vurgusu yapan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıs Ece Güner ise istifa etti. 

Yerel seçimlerde CHP ile işbirliğinin görüşüldüğü Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı sonrasından, ittifak olmadan yola devam edileceği kararı çıkması sonrası parti içerisinde ayrılıkların sonu gelmiyor.

Geçtiğimiz günlerde Salim Ensarioğlu’nun Şeyh Said ile ilgili açıklamaları nedeniyle partiden ihraç edildiğini, CHP ile işbirliği olabileceğini savunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan’ın da partiden istifa ettiğini duyurmuştuk.

İYİ Parti’den son ayrılan isimler Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Zeki Üçok ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıs Ece Güner oldu.

İstifalar ve parti içi krizle gündemden düşmeyen İYİ Parti’de, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Zeki Üçok’un görevden alındı.

serbestiyet.com’dan Hilal Köylü’ye konuşan Üçok, ‘Görevden alındığım benim de kulağıma geldi ancak henüz resmiyet kazanmadı’ ifadelerini kullanmıştı.

İHA, görevden alma kararının kesinleştiğini aktardı.

Partiden istifa ettiğini açıklayan Ece Güner’ise istifa metninde İstanbul vurgusu yaptı.

Güner istifa metninde şu ifadeleri kullandı:

‘Bugün benim için çok zor bir gün Sebebini anlatmadan önce biraz İstanbul’dan bahsetmek istiyorum…. İstanbul’un kaybedilmesi bir memleket meselesi, bir Cumhuriyet meselesi, ve demokrasi meselesidir.

 İstanbul kaybedilirse, güç zehirlenmesi tavan yapmış, hiçbir engel kalmamış, kopkoyu bir tek adam sistemi yerleşir.

Cumhuriyet değerlerinden daha da uzaklaşırız. Ülkemizi orta doğulaşma projesi daha da güçlenir.

Milletimiz daha da yoksullaşır ancak artık bu durumu değiştirme morali ve gücü kalmaz.

Milletimiz siyasetten kopar, hatta siyasetten nefret eder hale gelir. İşte o gün demokrasi tam olarak ölür. İstanbul sadece İstanbul değildir. İstanbul Türkiye’nin kalbidir, Türkiye’nin her köşesinden insanımızın buluştuğu, Türkiye’nin özetidir.

Abarttığımı düşünüyorsanız kendinize sadece şu soruyu sormanız yeterlidir: Neden Sayın Erdoğan’ın tek hedefi, tek hayali İstanbul’u tekrar kazanmaktır? Neden 28 Mayıs’ta koskoca Türkiye’yi kazanmışken, ilk konuşmasında ‘İstanbul’u tekrar kazanmalıyız demiştir? Mart 2019’da Sn. İmamoğlu ‘ilk’ seçimi sadece 14.000 oy farkla kazanmıştı. Oyların 60,1’1 civan bir farkla… Binde biri…

Bu seçimde 1 oyun bile önemi olacaktır! İktidar tüm gücüyle İstanbul’u kazanmaya odaklanacaktır. Tüm orantısız gücüyle oyları bölersek, AK Parti’nin adayı kazanacaktır.

Bu somut bir gerçektir. Bu yüzden, vicdanı kanaatim şöyledir; kazanabilecek tek aday (ve başarılı bir Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu için, hepimiz tek 1 oy bile fire vermeden Sayın Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u tekrar kazanmasını desteklemeliyiz.

Bu bir parti meselesi değil, bu bir memleket meselesidir. Bu bir cumhuriyet meselesidir. Şimdi neden bugün benim için zor bir gün ona geleyim. Yıllardır ülkemin iyiliği için, demokrasi için, Cumhuriyet değerlen ve Atatürk ilkeleri için mücadele veren bir hukukçuyum. Referandumun baskıcı (OHAL) döneminde cesaretle bu ‘tek adam sistemine karşı mücadele ettim, onlarca programda konuştum, 4 kitap yazdım. Her zaman ilkelerim doğrultusunda hareket ettim. Mayıs 2023 seçimlerinde Sn. Meral Akşener’in teveccüh ile hayatında ilk defa bir siyasi partiye (İYİ Parti’ye) üye oldum ve İstanbul’dan milletvekili adayı gösterildim.

Sıradan adaydım ve seçilemedim. (Milletvekili değilim). Milletvekili seçilemeyince, Sn. Meral Akşener beni Genel Başkan Yardımcısı olarak atadı. Ben de sandığım 4 Temmuz 2023 ten beri elimden geldikçe kendisine ve partimize faydalı çalışmalar yapmaya çalıştım İYİ Parti’de gerçekten harika insanlarla tanıştım, Toplumsal Politikalar Başkanı olarak, engelliler grubumuzda, derin yoksulluk grubumuzda, şehit ailelerimiz ve gazilerimiz grubumuzda, iyi niyetle, inançla çalışan harika insanlar tanıdım.

Ülkemizin birçok gerçeğine ilişkin kalp gözüm daha da fazla açıldı, 4 Temmuz öncesine göre sanırım daha da duyarlı bir insan oldum. Dostlarım; hepinizi seviyorum ve sizden öğrendiklerimi asla unutmayacağım. Sayın Meral Akşener’e bana bu fırsatı verdiği için müteşekkirim. Başta Sayın Meral Akşener olmak üzere, sık sık mesai yaptığım değerli divan üyeleri arkadaşlarım ve birlikte mesai yaptığım bazı Milletvekili arkadaşlarım, İYİ Parti’nin tüm çalışanları (sabah güler yüzle bana kapıyı açan güvenlik görevlilerinden, dizel kalem ekiplerine, asistan ve güvenlik ekiplerine) ve İYİ Parti’nin tüm gönüllülerine; hepinize çok teşekkür ediyorum.

Beni daima bir ‘ailede’ gibi hissettirdiniz. Üzüntüm insani boyuttadır: Bu yüzden, samimiyetle umarım ki dost kalırız. Hakkınızı lütfen helal edin, ben de tabii ki helal ediyorum.

Asla benden Sayın Meral Akşener veya il Parti hakkında 1 tek olumsuz kelime duymayacaksınız, Ancak affımı rica ediyorum. Siyasete ünvan için girmedim; Türkiye’yi ve Türk milletini bu korkunç yoksullaşma ve otoriteleşmeden kurtarmak İçin girdim.

Ve şahsi görüşüm 4 Aralık tarihli GK kararının bu amaç yönünde doğru bir karar olmalıdır.

Bildiğiniz gibi, en azından İstanbul ve Ankara’da işbirliği için mücadele ettim ve GK toplantısında bu yönde güçlü şekilde söz almış, cesaretle mücadele etmiş, az sayıda kişiden biriyim.

Çıkan karan savunamayacağımı düşünerek, yapabileceğim tek şey saygı duymak ve istifa etmektir.’ 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir