NASA’nın yazılı açıklamasında, Chandra’nın 2001’de keşfettiği PSR B1509-58 adlı pulsar ile pulsarın kutuplarından yayılan enerji yüklü madde ve antimadde parçacıklarından oluşan MSH 15-52 Bulutsusu’nun (gaz ve toz bulutu) bir “hayalet ele” benzediği belirtildi.
NASA bilim insanları, IXPE (Imaging X-ray Polarimetry Explorer) ile de 17 gün boyunca gözlem yaparak pulsar ve onu çevreleyen bulutsunun detaylı görüntülerini inceledi.
PSR B1509-58’nin Dünya’dan 16 bin ışık yılı uzaklıkta yer alan MSH 15-52 Bulutsusu’nun “avuç içi” tabanında bulunduğu ve X-ışını tespitleriyle el şeklindeki gök cisminin manyetik alanında oluşan “kemiklerinin” ortaya çıkarıldığı kaydedildi.
ÇOK YOĞUN BİR NÖTRON YILDIZI: PSR B1509-58 PULSAR
PSR B1509-58‘nin yaklaşık 1500 yıl önce nükleer yakıtı biten dev bir yıldızın kendi içine çökmesiyle oluşan, son derece yoğun bir nötron yıldızı olduğu belirtildi.
Araştırmanın başyazarı, California Stanford Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Roger Romani, yaptığı açıklamada, “IXPE verileri bize, ‘eldeki’ manyetik alanın haritasını veriyor. X ışınlarını üreten yüklü parçacıklar, manyetik alan boyunca hareket ederek, tıpkı bir insanın elindeki kemiklerin elin şeklini belirlediği gibi bulutsunun şeklini ortaya çıkarıyor” dedi.
PARÇACIKLAR, BIR ELİN GÖRÜNTÜSÜNÜ OLUŞTURACAK ŞEKİLDE YÖNELİYOR
Araştırmada, MSH 15-52’nin içinde, pulsardan “bileğe” yönelen “parlak X-ışını püskürmesi” bulunduğu, manyetik alanın ışının başlangıcında zayıf olduğu görülürken sonlara doğru güçlenerek daha sabit ve yoğun bir hale geldiği kaydedildi.
Elde edilen karedeki “avuç içi” tabanında, pulsar yakınındaki türbülanslı bölgelerde parçacıkların enerjilerinin arttığı ve bunların “bilek, parmaklar ve başparmak” boyunca manyetik alanın sabit olduğu bölgelere yöneldiği tespit edildi.
Araştırmanın ortak yazarı Stanford Üniversitesinden araştırma görevlisi Niccolo Di Lalla da, pulsarın etrafındaki süper enerjili madde ve antimadde parçacıklarının nasıl davrandığını ortaya çıkardıklarını belirterek “Bu bize pulsarların parçacık hızlandırıcı olarak nasıl hareket edebileceğini öğretiyor” ifadelerini kullandı.
Araştırma The Astrophysical Journal’da yayımlandı.