OHAL ilan edilmişti: Güvenlik güçlerine ‘Tam yetki’
Çetelerin eş zamanlı 7 hapishanede çıkardığı isyanın ardından ülke tarihinin en tehlikeli çete elebaşlarından kabul edilen “Fito” lakaplı Adolfo Macias Salazar’ın hapishaneden kaçması hükümeti alarm durumuna geçirdi.
Salazar’ın firarının hemen ardından polis araçlarının bombalanması ve güvenlik güçlerinin rehin alınması üzerine Devlet Başkanı Daniel Noboa hükümeti, 9 Ocak’ta olağanüstü hal (OHAL) ilan etmek zorunda kaldı.
Hapishanelerde bir süre devam eden olaylarda 50’den fazla mahkum firar ederken, 200 gardiyan rehin alındı.
Silahlı kişilerin canlı yayın sırasında televizyon kanalını basması ve aynı anda bir üniversitenin de silahlı baskına uğraması ülkede infiale yol açtı.
Ekvador’un çeşitli kentlerinde düzenlenen bombalı saldırılar, yanan araçlar ve soygun haberlerinin ardından Devlet Başkanı Noboa, 10 Ocak’ta “Silahlı İç Çatışma Hali” ilan etti.
Asker ve polise “tam yetki” verilmesiyle geniş çaplı operasyonlar gerçekleştiren güvenlik güçleri, şimdiye kadar çetelerle bağlantılı 2 bin 369 kişiyi gözaltına aldı.
İçişleri Bakanlığının verilerine göre, bu sürede yapılan 26 bin 390 operasyonda 885 silah, 1069 kesici alet, 4 bin 639 el yapımı patlayıcı, 6,3 ton uyuşturucu ve 15 gemiye el konuldu.
Operasyonlar kapsamında 20’den fazla çete üyesi öldürülürken, 10 sivil ile 2 polis hayatını kaybetti.
Çetelerle bağlantılı oldukları suçlamasıyla hakim, savcı ve polislerden oluşan 29 kişi gözaltına alındı.
Ekvador Organize Suç Gözlemevi (OECO) raporuna göre, 2023’te çetelerin neden olduğu şiddet olaylarında 7 bin 878 kişi hayatını kaybetti.
Rapora göre, ülkedeki 22 organize suç örgütü “son derece” tehlikeli kabul ediliyor ve bunlardan en bilinenleri “Los Choneros”, “Tiguerones”, “Lobos” ve “Lagartos” olarak geçiyor.
“ULUSLARARASI KARTELLER, EKVADOR’DA YEREL ÇETELERLE İŞBİRLİĞİ YAPTI”
Ekvador Politikum Düşünce Kuruluşu Başkanı Dr. Andres Gonzalez, ülkedeki güvenlik krizine ilişkin yaptığı açıklamada, Ekvador’un bir zamanlar Latin Amerika’nın “en sakin” ülkelerinden olduğunu belirtti.
Gonzalez, Ekvador’un Peru ile Kolombiya arasında daima köprü vazifesi gördüğünü ancak 2007’de ülkeye giriş kısıtlamalarının kaldırılmasıyla organize suç örgütleri için elverişli bir alana dönüştüğünü söyledi.
Son yıllarda Ekvador’a doğru kitlesel göç hareketlerinin yaşandığını vurgulayan Gonzalez, “Venezuela, Kolombiya ve Peru’dan hem iyi hem kötü insanlar geldi. Uluslararası karteller, Ekvador’da yerel çetelerle işbirliği yaptı” ifadesini kullandı.
Gonzalez, Ekvador’un 2018’de de ciddi bir krizle boğuştuğunu hatırlatarak, “Çeteler arasında büyük çatışmalar patlak vermişti. Karşılıklı misillemeler ve güvenlik güçlerine yapılan saldırılar halkı oldukça tedirgin etmişti. Covid-19 salgınının başlamasıyla çatışmalar duraksamıştı ancak normalleşmeyle beraber ortalık yeniden karıştı” dedi.
Mevcut geçiş hükümetinin aldığı önlemlere dikkati çeken Gonzalez, şu değerlendirmede bulundu:
“Canlı yayında televizyon kanalının basılması ve oradakilerin kafasına silah dayanması halkta korkuya yol açtı. Hükümet, güvenlik krizine çözüm bulmak için askere geniş yetkiler verdi. Devlet Başkanı, çeteleri terörist ilan etti ve meşru hedef olarak gösterdi. Halk, yeni güvenlik önlemlerinden memnun olsa da çetelerin uluslararası güce dönüştüğünü ve finansal kaynaklarının eskisine göre daha güçlü olduğunu düşünüyor”
Gonzalez, ülkedeki güvenliğin sadece askeri önlemlerle çözülemeyeceğini, uyuşturucu kaçakçılığının adalete ve emniyete sızdığını kaydetti.
“EKVADOR, SORUNUN CİDDİYETINI ALGILAMAKTA GEÇ KALDI”
Ekvador’u son yıllarda yöneten hükümetlerin, güvenlik sorununu çözmede “yetersiz” kaldığını düşünen Gonzalez, “Manta kentinde ABD öncülüğündeki askeri üssün kapatılması, çetelerin işini kolaylaştırdı ve suç faaliyetleri hızla yükseldi, hükümetler buna önlem almak için gevşek davrandı ve Ekvador, sorunun ciddiyetini algılamakta geç kaldı” dedi.
Gonzalez, çete elebaşı Fito’nun tamamen sembolik bir figürden ibaret olduğunu belirterek, “Fito ele geçirilse dahi güvenlik krizi bu şekliyle çözüme ulaşamaz. Kolombiya, 90’larda uyuşturucu baronu Pablo Escobar’ı etkisiz hale getirdiğinde herkes güvenliğin sağlandığını düşündü ancak öyle olmadığı zamanla ortaya çıktı” diye konuştu.