İsrail, Gazze’de katliama devam ederken Filistinlilere uyguladığı insanlık dışı bir yöntem tekrar gündeme geldi. Daha önce İngiliz The Guardian gazetesinde yer alan “İsrail, Filistinlilerin organlarını ve derilerini çalıyor” iddiaları alevlendi. Sosyal medya platformu X’te (Twitter) kendisini Filistinli diş hekimi olarak tanıtan bir kadın “İsrail, Filistinlilerin organlarını ve derilerini topluyor. Dünyanın en büyük deri bankasına sahipler ve yanıkları, kanseri vb. tedavi etmek için kullanıyorlar. Bankadaki derinin büyük kısmı İsraillilere ait değil. Filistinlilere, özellikle de ‘kimliği belirlenemeyen cesetlere’ ve ‘otopsiden geçemeyenlere’ ait. Neden İsraillilerin derisini kullanmadıklarını merak edebilirsiniz. Çünkü İslamiyette ve Yahudilikte bir bedenin mümkün olduğunca bütün olarak Allah’a dönmesi gerekir. İsrail bunun İslam’ın da bir parçası olduğunu biliyor ama Filistinlileri sadece hayvan olarak gördüğü için bizim ölülerimize bile saygısı yok” dedi.
“ORGANLARI İÇİN ÖLDÜRÜYORUZ”
2009 yılında İsveççe yayın yapan Aftonbladet gazetesinde, İsrail’in Abu Kabir adlı tıp enstitüsünün eski başkanı Dr. Yehuda Hiss ile yapılan röportaj yayınlandı. Dr. Hiss röportajda İsrail’in, organlarını kullanmak için Filistinlileri öldürdüğünü itiraf etti.
21 Aralık 2009 tarihinde İngiliz The Guardian “İsrail, patologların ailelerinin rızası olmadan ölü Filistinlilerden organ topladığını itiraf etti. Dr. Hiss, kornea toplandığını itiraf etti ancak bu uygulamanın 1990’larda sona erdiğini söylediler” diye 2000 yılındaki haberi gündeme getirdi.Reuters’ın 5 Kasım 2015 tarihli haberine göre, BM’deki Filistin baş delegesi Riyad Mansur, BM Güvenlik Konseyi başkanına yazdığı mektupta, İsrail güçleri tarafından katledilen Filistinlilerin vücut parçalarının toplandığı anlattı. Mansur, işgalci güçler tarafından öldürülen Filistinlilerin cesetlerinin korneaları ve diğer organları eksik olarak iade edildiğini bildirdi.
25 Aralık 2015’te, bıçaklı saldırı düzenlediği iddiasıyla İsrail askerleri tarafından katledilen Besim Salah’ın kardeşi Sahir Sarsur “İsrail, cenazeleri soğutucularda tutuyor. Cenazeyi teslim etmek için ‘aynı gece defnedilmesi’ şartı koşuyorlar. Gelen cenaze üzerinde herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığının anlaşılması için otopsiden önce cesetlerin çözülmesini beklemek gerekiyor. Bu işlem iki gün sürüyor. İsrail, şartlara uymayan ailelere; geç defin hâlinde 13 bin dolar, otopsi yapılması durumunda ise 5 bin dolar para cezasına çarptırıyor” dedi.
CEZAEVLERİNDE İŞKENCE
İsrail cezaevlerinde 200’den fazlası çocuk, yüzlercesi de yaralı ve hasta yaklaşık 7 bin Filistinli bulunuyor. Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 2 bin 900’den fazla kişi gözaltına alındı. Filistinli tutukluların maruz kaldığı “şiddet, işkence, ağır darp, aç bırakma” gibi insan hakları ihlallerinin Gazze’ye yönelik saldırıların başladığı son günlerde iyice arttı.
KAMP, HASTANE VE OKULA BOMBA YAĞDI
İsrail, ateşkes iddiaları gündemdeyken bile Gazze’yi aralıksız bombalıyor. Sadece dün sivillerin bulunduğu 250 noktaya hava saldırısı düzenlendi. Jetler, Cibalya Mülteci Kampı yakınlarında bulunan, evinden edilen Filistinlilerin sığındığı “Hafsa” isimli okulu hedef aldı. Yine çocuk ve kadınlar katledildi. Gazze’nin merkezindeki Nuseyrat Kampı da vuruldu; 20 masum hayatını kaybetti. Tanklar ise Endonezya Hastanesini bombaladı. 200 hasta tahliye edilebildi, 400’ü ise harabeye dönen binada mahsur kaldı. Bu arada iletişim kuleleri bombalandığı için Gazze’nin kuzeyi ile bağlantı tamamen kesildi. Vefat sayısı da 5 bin 840’ı çocuk, 3 bin 920’si kadın olmak üzere 14 bin 828’e yükseldi.