Duruşmada sanık Tarık Özer savunmasında Yunus Emre Erzen’in babası Cantürk Erzen’i 2015 yılından beri tanıdığını dile getirerek “Hem ticari ilişkim hem arkadaşlığım vardı. Benden 70 ton demir aldılar ve bana çek verdiler. Bu çeklerin birini ödediler diğerini ödemediler. Ben de onları aradım ancak cevap vermediler. Daha sonra avukatıma söyledim” dedi.
Olay günü marinada kitap okuduğunu belirten Özer, “Cantürk Erzen’in bize küfür ettiğini paylaşımları gördüm. Yolda gelirken beni ortak arkadaşlar aradı. Cantürk Erzen’in paylaşımını gördün mü dediler. Hem paramızı almış hem bizi rezil etmiş dedim. Cantürk Erzen’i aradım paylaşımları kaldırması için ancak ulaşamadım. Daha sonra ‘tekel bayinde içiyordur’ dedim ve tekele gittik. İçeri girince 3 kişi vardı biri Yunus Emre’ydi. Yunus Emre çok saygılı bir çocuktu ancak o gün hiç öyle görünmüyordu. Kinayeli konuşmaya başladı. Kardeşimle Yunus Emre itişip kakıştılar. Ben de olay büyümemesi için Batuhan Bayındır ile Yunus Erzen’i engelledim. Sırtım dönükken silah sesi duydum. O panikle bir anda silahla Yunus Emre’yi ayağından vurdum sadece etkisiz hale getirmek için. 2-3 el de yere ateş ettim. Kimseyi öldürme kastı yoktu. Kardeşimi, oğlumu ve kendimi korudum. Olay bir dakikada gelişti. Bir anlık gelişen bir olay” ifadelerini kullandı.
Olaya gitmeden evvel marinada kitap okuduğunu söyleyen Özer’e müştekilerin avukat Kerim Bahadır Şeker hangi kitabı okuduğunu sordu. Tarık Özer hatırlamadığını söyledi. Avukat Şeker’ silahın ruhsatlı mı?’ sorusunu yöneltti. Özer ise ruhsatsız olduğunu dile getirdi.