İşte Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in verdiği yazılı röportaj;
1- Türkiye’nin hem Irak’ta hem Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonların hedefi nedir, bir kara harekâtı da düşünülüyor mu? Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki Türk askeri varlığının geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye; uzun yıllardır vatandaşlarımız ve güvenlik güçlerimizi hedef alan, bekamızı tehdit eden, bölge halkı için de büyük bir tehdit oluşturan ve bazı ülkelerce maalesef desteklenerek maşa hâline getirilen eli kanlı PKK terör örgütü ve uzantıları ile mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir.
Bölgedeki operasyonlarımızdan bahsederken kısaca hatırlatmak gerekirse; özellikle 2015’ten itibaren Irak ve Suriye’de yaşanan istikrarsızlıklar, terör örgütleri ve destekçileri tarafından istismar edilmişti.
Nitekim, devlet iradesinin olmadığı Irak’ın kuzeyinde PKK terör örgütü, kendisine güvenli bölgeler oluşturarak ülkemize yönelik terör eylemlerini artırmıştı.
Suriye’de ise meydana gelen iç savaş sonrasında terör örgütlerinin bölgede fiilî yapı kurma çabalarının yanı sıra ülkemize yönelik saldırıları da sürekli meydana gelmekteydi.
Bu kapsamda 2016 yılından itibaren terörle mücadelede, kapsamlı bir konsept değişikliğine giderek sınırlarımızın emniyetini ileriden sağlama ve terörü kaynağında yok etme stratejisini uygulamaya başladık.
Suriye ve Irak’ın kuzeyinde icra edilen harekâtlarla sınırlarımızın ve asil milletimizin güvenliğini sağlarken ülkemizin güneyinde kurulmak istenen terör koridorunu da parçaladık.
Burada özellikle ifade etmek isterim ki icra ettiğimiz operasyonlarda tek hedefimiz teröristlerdir. Ülkemize ve milletimize tehdit oluşturan PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ’ın Suriye ve Irak’taki tüm unsurları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimizdir.
Diğer yandan Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde örgüte yönelik icra ettiğimiz tüm harekâtlar; söz konusu ülkelerin egemenliğine karşı bir faaliyet değil, terörle mücadele bağlamında “uluslararası iş birliği” olarak görülmelidir.
Terör örgütleri ile mücadele konusundaki tutumumuz nettir. Irak ve Suriye’nin kuzeyinden ülkemize yönelik tehdit ve tehlikeler bittiğinde, huzur ve güven ortamı tesis edilip gerekli şartlar oluştuğunda biz de herkes gibi gerekeni yaparız.
Hâlihazırda Suriye sınırımızın %63’ü, Irak hudutlarımızın %100’ü ileriden kontrol altına alınmıştır. Tesis edilen bu güvenlik kuşağı ile terör koridoru engellenmiş, ülke topraklarımız içerisine terörist aktarımı ve saldırıları sıfıra indirgenmiş ve düzensiz göç engellenmiştir.
Kalan bölgede ise ABD ve Rusya Federasyonu ile yaptığımız mutabakatlar çerçevesinde verilen sözlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.
Sn. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi ülkemizin, halkımızın ve sınırlarımızın güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından operasyon yapmak Türkiye’nin en doğal hakkıdır.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, ihtiyaç olan yer ve zamanda bugüne kadar yaptığı gibi bundan sonra da ne gerekiyorsa yapacağından şüphe duyulmamalıdır.
Ülkemiz, bölgemiz ve tüm insanlık için tehdit oluşturan teröristler kadim coğrafyamızdan sökülüp atılana kadar kararlı mücadelemiz artan bir etki ve yoğun bir baskıyla sürecek; nerede bir terör tehdidi, kampı, sığınağı, oluşumu veya kümelenmesi varsa kalıcı olarak imha edilecek, teröristler için her çırpınış, yeni bir yok oluş olacaktır. Bunu herkes ya anlayacak ya da yaşayarak görecek ve öğrenecektir.
Kim destek verirse versin, hangi bahaneyle ve ne sebeple olursa olsun güney sınırlarımız boyunca bir “terör koridoru” kurulmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.
2- Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki askeri üslerine PKK tarafından saldırıların yoğunlaşmasını neye bağlıyorsunuz?
Bugüne kadar terörle mücadelede; yurt içinde ve sınır ötesinde icra ettiğimiz başarılı operasyonlar ile terör örgütüne çok ağır darbeler indirdik, örgütün hareket kabiliyetini bitme noktasına getirdik.
Özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin icra ettiği ve Pençe serisinin sonuncusu olan Pençe-Kilit Operasyonu ile Irak sınırımızın tamamının emniyetini ileriden tesis ederek kilidi kapattık.
Gerek Irak’ta gerekse Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdiğimiz başarılı operasyonlarda, aralarında PKK-KCK’nın üst düzey yöneticilerinin de yer aldığı çok sayıda kadro etkisiz hâle getirildi. Terör örgütünün silah ve lojistik merkezleri imha edildi. Ayrıca teröristlerin, sınırlarımıza silah ve mühimmat aktarımları da engellendi.
İşte bu nedenle son dönemde ağır tahribata uğrayan, eleman temin etmekte zorlanan ve yok oluşa sürüklendiğini anlayan PKK-KCK terör örgütü; bu durumdan kurtulmak ve mevcut durumu aşmak maksadıyla çetin arazi ve kış şartlarından yararlanarak harekât alanlarımıza saldırı arayışlarına girişti.
Ayrıca, teröristlerin kalbi olan Zap’a ulaşmamız, örgütte paniği artırdı, iyice köşeye sıkışan teröristler, can havliyle direnç gösterme çabasına girdi.
PKK, hâlâ kullanışlı aparat olduğunu göstermeye, varlığını ispat etmeye çalışsa da bu çabaları beyhudedir. Zira Mehmetçiğin çelikten yumruğu, her defasında daha ağır bir şekilde teröristlerin başına inecektir.
Nitekim Irak kuzeyindeki üs bölgelerimize düzenlenen son saldırılar sonrasında bölgelerimize sızma girişiminde bulunan teröristleri, bulundukları yerlere gömdük.
Eş zamanlı olarak da Irak ve Suriye’nin kuzeyinde etkili ve kapsamlı hava harekâtları gerçekleştirerek terör örgütüne ait çok sayıda hedefi başarıyla imha ettik.
Sonuç olarak, asla geri adım atmadan son terörist de etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.